8 Mart 1857’de New York’ta 129 kadın işçi, daha iyi çalışma koşullarına kavuşmak için fabrikada yaptıkları genel grev esnasında maalesef yanarak can verdiler. 53 yıl sonra Kopenhag’ta 8 Mart’ın “Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanması, 2. Enterneyonal’e bağlı sosyalist kadınlar tarafından oylanarak kabul edilmiştir.
8 Mart kadının örgütlenme ve eşit yaşam hakkı için mücadelesinin simgesi olan bir gündür.
Ne yazık ki ülkemizde şiddet mağduru kadınlarımızın çoğu bu şiddeti haklı buluyor ve çevresi tarafından da meşru görülüyor. Evde kocası, baba ocağında babası, abisi, işyerinde de işvereni tarafından ezilen kadınlarımız haklarının farkında olamıyor. Kadınlarımıza yönelik cinsel, bedensel ve psikolojik şiddet çoğu zaman ceza bile almıyor.
Şiddete uğrayan kadınların şikâyette bulunma düzeyini düşük bulan Avrupa Konseyi araştırmacıları, tecavüz ya da diğer cinsel şiddet türleri söz konusu olduğunda bu oranın daha da düşük olduğu, zoraki ve küçük yaşta evliliklerin yüzde 25 oranında olduğu, bu oranın kırsalda yüzde 32’ye yükseldiğini de raporunda belirtiyorlar. Bu çarpıcı verilerin değişmesi için zorla evlendirmenin suç sayılması, tecavüz mağdurunun tecavüzcüsüyle evlendirilmeye zorlanmaması ve tacizin suç kapsamına alınması da Konseyin Türkiye’den beklentileri arasında.
Tüm bu verilere rağmen umudu yitirmeden;
Kadınlarımıza, cinsel ve sınıfsal sömürünün olmadığı, savaşsız, barış dolu, eşit, özgür bir dünya diliyorum.
Başta Cumhuriyetimizin aydınlık yüzü mühendis kadınlarımız olmak üzere, tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum.
KADIN VARSA UMUT VARDIR!
Ş. Serap ÇATALPINAR